A-

A+

Aile Şirketlerinde Mali ve Hukuki Risk Yönetimi

Bu yazımızda, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sorumluluk ilkeleri ışığında, kısaca şirketin karşılaşabileceği mali ve hukuki risklere karşı alınacak tedbirlerden bahsetmek istiyoruz.

Hukuki Risk Yönetimi

Mali risklere karşı ne gibi tedbirler alınabilir?

Mali risk yönetimi, bir aile şirketinin faaliyetlerinde karşı karşıya kalabileceği potansiyel finansal risklerin tespit ve analizi ve bunların önlenmesi için alınabilecek tedbirlerin belirlenmesinden oluşuyor. Bu risklerin bertaraf edilebilmesi için, şirket işlem ve defterlerinin düzenli olarak denetimden geçirilmesi gerekiyor. Mali denetim, şirket içi mekanizmalarla sağlanabileceği gibi, bağımsız dış denetim ile daha etkin ve tarafsız olarak da gerçekleştirilebiliyor.

İç denetim nedir?

Ticaret Kanunu’nda artık şirket içi murakıplık uygulaması bulunmamakla beraber, belli şartların varlığı halinde profesyonel bağımsız denetim zorunluluğu öngörülüyor. Yasal zorunluluk bulunmasa bile, bir şirketin maruz kalabileceği mali risklerin rutin bir şekilde değerlendirilmesi ve bunların muhtemel etkilerinin asgariye indirilmesi amacıyla önlemler alınması için etkin bir iç denetim sistemi oluşturulmasında fayda olduğu muhakkak. Bu şekilde bir iç denetim mekanizması oluşturulması, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği gibi kuruluşlarca da aile şirketleri için tavsiye edilen bir uygulama. Bu denetim, şirketin büyüklüğüne göre bir denetçi tarafından yapılabileceği gibi, bir kaç kişiden oluşan bir denetim komitesi de kurulması mümkün.

İç denetim sisteminin etkin şekilde işlemesi, denetçilerin şirketin yönetim zinciri içinde değil, bağımsız şekilde çalışmaları ve proaktif olarak sadece yönetim kuruluna raporlama yapmaları ile mümkün olabilir. İç denetim süreçleri yazılı şekilde net olarak belirlenirse, objektif ve şeffaf olan, hata ve suistimallere yer bırakmayan bir sistem oluşturulabilir.

Erken teşhis için ne yapılabilir?

İç denetim konusunda göz önünde tutulması gereken bir yasal düzenleme, Ticaret Kanunu’nda yer alıyor. Buna göre, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla uzman bir komite kurulması öngörülüyor. Payları borsada işlem gören şirketler için zorunlu olan bu komitenin, diğer şirketlerde ise bağımsız denetçinin gerekli görmesi halinde kurulması gerekiyor.

Hukuki Risk Yönetimi

Şirketler için en az mali risklerin yönetimi kadar hukuki risklerin de yönetimi önem taşıyor.

Hukuki risklere karşı ne gibi tedbirler alınabilir?

Yukarıda değinilen mali denetimler de dahil olmak üzere, şirketin önemli birimlerinin işleyişi için şirket içi yönetmeliklerin oluşturulması ve ayrıca şirketin taraf olduğu hukuki işlemler bakımından düzenli aralıklarla mevzuata uygunluk denetimleri (due diligence çalışması) yapılması, ileride karşılaşılabilecek hukuki uyuşmazlıkların önlenmesinde etkili olabilecek tedbirlerden bazıları.

Yukarıda bahsettiğimiz mali denetimler kapsamında şirket defterleri incelenmekle beraber, şirketin diğer hukuki belge ve işlemleri denetim dışında kalabiliyor. Bu amaçla, örneğin yıllık bazda, mevuzata uyum da dahil, hukuki denetimlerin yapılması öneriliyor. Böylelikle, hukuki uyuşmazlıklar ve idari cezalar gibi yaptırımların önüne geçilmesi mümkün olabiliyor.

Düzenli yapılacak due diligence çalışmaları ile, şirketin defterleri ile yasal merciler nezdindeki işlemleri, tedarik, satış, dağıtım, ortaklık, kredi gibi her türlü sözleşmeleri ile iş akitleri, marka ve patent tescillerinin durumu, lisans, ruhsat ve izinleri, mevcut uyuşmazlıkların durumu ile şirketin menkul ve gayrimenkul varlıklarına ilişkin hususlar gibi diğer hukuki konular incelenerek, yenilenmesi gereken lisans, sözleşme, vs. belge ve izinler takip edilebileceği gibi, varsa mevzuata uygun olmayan durumlar ve hukuki riskler de tespit edilebilir. Böylelikle, hukuki uyuşmazlıklar veya idari cezalar gibi yaptırımların önüne geçilmesi mümkün olur.

Avukatlık Kanunu, belli büyüklükteki şirketler için sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu getiriyor. Avukatlık Kanunu’na göre, Ticaret Kanunu’nda öngörülen esas sermaye miktarının (ellibin Türk Lirası) beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunda. Bu yükümlülüğe uyulmaması halinde idari para cezası uygulanıyor.

Sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu bulunmasa dahi, şirketlerin uyuşmazlıklar doğduktan sonra değil, hukuki işlemlerin yapılması öncesinde danışmanlığa başvurması, hukuki riskleri minimize etmek bakımından önem taşıyor

Sonuç

Mali ve hukuki risklere karşı düzenli denetim ve eğitim programlarının yanında, çeşitli takip sistemleri oluşturmak iyi bir çözüm. Olası hukuki risklere karşı ortak veri tabanı yaratıp ve erken uyarı amacı ile oluşturulan bir bilgisayar sistemi üzerinden fikri mülkiyet hakları yönetim programı, rekabet uyum programı, hukuki uygunluk testi ve sözleşme yönetimini gerçekleştirilebilir. Bunu başarıyla uygulayan Türk şirketleri var.