A-

A+

Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Uygulama Yönetmelikleri

Aralık ayında paylaştığımız makalemizde, 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nu (Kanun) değerlendirmiştik.  

Bu Kanun’un uygulamasına ilişkin olarak,

  • Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik,
  • Ticari İşlemlerde Taşınır Varlıkların Değer Tespiti Hakkında Yönetmelik,
  • Rehinli Taşınır Sicili (“Sicil”) Yönetmeliği

31 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikler ile Kanun’da genel olarak düzenlenen hususların uygulamasına ilişkin detaylı düzenlemeler getirilmiştir.  

Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik

Rehin Sözleşmesi: Yönetmelik’te rehin sözleşmesinin Sicil huzurunda imzalanarak noterce onaylanacağı belirtilmekte, ayrıca sözleşmede yer alması gereken, taraflara ilişkin bilgiler, rehnin dayandığı sözleşme konusu güvence altına alınan miktar gibi, minimum unsurlar sayılmaktadır. Önceki makalemizde belirttiğimiz gibi, taşınır rehninin sadece alacaklının kredi kuruluşu olduğu durumlarda değil; tacir ve esnaflar arasında da kurulması mümkündür.  Yönetmelik’in 10. maddesinde, bu husus detaylı şekilde düzenlenmiştir:

Rehin alacaklısı olabilecek kişiler şunlardır:

  • Kredi kuruluşları
  • Tacir
  • Esnaf

Rehin verebilecek kişiler[i] şunlardır:

  • Tacir
  • Esnaf
  • Çiftçi
  • Üretici Örgütü
  • Serbest Meslek Erbabı

Rehin hakkı ancak aşağıdaki taraflar arasında kurulabilir:

  • Rehin alacaklısı kredi kuruluşu ile rehin veren tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü veya serbest meslek erbabından herhangi biri,
  • Rehin alacaklısı tacir ile rehin veren tacir,
  • Rehin alacaklısı tacir ile rehin veren esnaf,
  • Rehin alacaklısı esnaf ile rehin veren tacir,
  • Rehin alacaklısı esnaf ile rehin veren esnaf.

Rehne Konu Olabilecek Taşınırlar: Kanun’da sınırlı olarak sayılan rehne konu olabilecek taşınır varlıklar, aynı şekilde Yönetmelik’te de listelenmiştir[ii].  Sayılan taşınır varlıklardan, henüz rehin verenin mülkiyetinde bulunmayan ancak ileride mülkiyete konu olabilecekler üzerinde de rehin kurulması mümkündür. Ayrıca, mevcut veya müstakbel taşınır varlıkların getirileri de kendi başına veya getirisi olduğu taşınır ile birlikte rehne konu edilebilir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, taşınır varlık üzerindeki rehin, doğrudan getiri üzerinde rehin hakkı vermez.  Her türlü sözleşmeden doğan mevcut veya müstakbel alacaklar da, belirli bir iş veya konu ile sınırlandırılmaları şartı ile,  rehne konu edilebilir.

Şirket Hisseleri Taşınır Varlık Sayılır Mı?: Önceki makalemizin yayınını takiben, hisse rehinlerinin de bu Kanun ve Yönetmeliklerle getirilen kurallara tabi olup olmayacağı yönünde sorular aldık. Bu konudaki değerlendirmemiz, şirket hisselerinin Kanun ve Yönetmelik kapsamındaki taşınır varlık tanımına girmediği ve dolayısıyla, hisse rehinlerinin bu mevzuata tabi olmayacağı yönünde. Zira taşınır varlıklar Kanun’da ve Yönetmelik’te sınırlı şekilde sayılmış olup, şirket hisseleri bunlar arasında yer almamaktadır. Hisse rehninin bu mevzuat kapsamında değerlendirilebilmesi ancak açıkça belirtilmiş olması halinde mümkün olabilirdi.  Diğer yandan, Kanun ve Yönetmelik’te alacaklar da taşınır varlık olarak sayılmaktadır. Kanımızca, bir hisseden doğan temettü alacağı ve tasfiye payı alacağı gibi alacaklar bu kapsamda değerlendirilebilecek ve bu mevzuata tabi olacaktır. Ancak bu alacak, hissenin kendisinden ayrı bir varlık olup, hissenin kendisinin üzerinde rehin kurulmasının menkul rehni hükümlerine tabi olacağı kanaatindeyiz.

Ticari İşletmenin Tamamının Rehni: Kanun’da, rehne konu taşınır varlıkların bir veya bir kısmının değerinin borcu karşılaması halinde, bunu aşacak şekilde ticari işletme veya esnaf işletmesinin tüm malvarlığı üzerinde rehin kurulması yasaklanmakta idi. Yönetmelik’in 17. maddesinde ise, borç miktarının belirli olması halinde, Yönetmelik’te listelenen taşınır varlıklardan birinin veya birden fazlasının borç miktarının tamamına ek olarak beşte birinden fazlasını karşılaması halinde, işletmenin tümü üzerinde rehin kurulamayacağı düzenlenmiştir.   Bu hüküm ile, Kanun’daki yasak bakımından belli bir esneklik getirilmiş ve rehinli varlıkların değerinin, borç tutarını, borcun beşte biri kadar aşabileceği öngörülmüştür. Bu şekilde, rehne konu taşınır varlıkların olası değer kayıplarına karşı, toplam borç miktarının %20’lik tutarı kadar bir teminat sağlanmıştır. Örneklemek gerekirse, 100 TL tutarındaki borç için, 120 TL değerinde varlık rehnedilebilecektir.                                                                                                      

Rehnin Geçerlilik Süresi: Yönetmelik’in 21. maddesine göre, rehin sözleşmesinde süre kaydı olması halinde, rehin hakkı belirlenen süre boyunca geçerlidir. Süre kaydı olan sözleşmelerde borçlunun sürenin sona ermesinden önce temerrüdü halinde, borçlu sürenin sona erdiği iddiası ile rehnin Sicil’den terkinini talep edemeyecektir. Rehnin geçerlilik süresinin taraflarca uzatılması halinde, ilerleme sisteminde sonraki sırada başka rehin alacaklısı varsa, lehine geçerlilik süresi uzatılan rehin alacaklısının sırası son sıraya düşer. Sabit derece sisteminde ise rehin alacaklısının sırası korunur.     

İlerleme Sistemi/Sabit Derece Sistemi: Aynı taşınır varlık üzerinde birden fazla rehin kurulması, ilerleme veya sabit derece sistemlerinden birine göre yapılabilecektir.   İlerleme sisteminde sıralamada Sicil’e tescil anı esas alınmakta olup, rehinli taşınır varlığın tamamı öncelik hakkına sahip rehine güvence teşkil eder. Önceki sıradaki rehnin sona erip Sicil’den terkini ile, sonraki sıradaki rehin alacaklısı boşalan dereceye ilerler. Sonraki sırada yer alan alacaklıya rehin sözleşmesi ile boşalan dereceye ilerleme hakkı tanınması halinde, önceki rehin alacaklılarının muvafakati alınmış olmalıdır. Rehin veren tarafından taşınır varlığın değerinin itibari değerlere ayrılarak derecelendirilmesi halinde ise, taraflar sabit derece sistemi ile rehin kurabilir. Bu sistemde öncelik rehin hakkının derece ve sırasına göre belirlenir ve önceki sıradaki bir rehinin Sicil’den terkin edilmiş olması, sonraki sıradaki rehne kendiliğinden boşalan dereceye geçme hakkı tanımaz. Bu hakkın rehin sözleşmesi ile tanınması halinde bu husus Sicil’e tescil edilmelidir.

Koruma Tedbirleri: Kanun’da rehin alacaklısına, rehinli taşınırı elinde bulunduran kişinin rehinli taşınırın değerini düşüren davranışlarda bulunması halinde mahkemeye başvurma ve ayrıca, gecikmesinde tehlike bulunan durumlarda, mahkemeden yetki almaksızın gerekli önlemleri kendisi alma hakkı tanınmıştı. Yönetmelik’te bu hakka ek olarak, rehin alacaklısının önlem için yapmış olduğu giderlere (özellikle malik adına ödediği sigorta primlerine) has olarak taşınır varlık üzerinde, tescile gerek olmaksızın ve tescil edilmiş diğer yüklerden önce gelen bir rehin hakkına sahip olacağı düzenlenmiştir. Rehin alacaklısı, taşınır varlığın değerinin düşmesi halinde borçludan başka güvence  göstermesini, mahkemece belirlenen sürede ek güvence sağlanmaması halinde, eksik kısım için ödeme yapmasını da isteyebilir.

Temerrüt Sonrasında Kullanılabilecek Haklar: Rehinin bağlı olduğu borcun süresinde geri ödenmemesi halinde, rehin alacaklısı aşağıdaki yollara başvurabilir:

  1. İcra müdürlüğü marifeti ile rehinli taşınırın mülkiyetinin kendisine devrini talep edebilir. Mülkiyetin devri talebi temerrüd tarihinden itibaren 7 gün içinde, taşınır varlığın bulunduğu yer veya rehin alacaklısının bulunduğu yer icra müdürlüğüne takip talebi ile yapılacaktır. Takip talebine, rehin sözleşmesi, rehin ve borca ilişkin bilgilerin yanı sıra değerleme raporu[iii] da eklenmelidir.  İcra müdürlüğünce borçluya ve rehin veren üçüncü kişi ise taşınır varlığın malikine ödeme emri gönderilerek 7 gün içinde itiraz edilmemesi veya 15 gün içinde borcun ödenmemesi halinde taşınırın mülkiyetinin alacaklıya devredileceği bildirilir.  İtiraz edilmesi halinde, itiraz sonuçlanan kadar mülkiyet devredilmez. İtiraz edilmemesi halinde, borçluya veya taşınırı elinde bulunduran zilyede icra emri gönderilerek 7 gün içinde mülkiyeti devretmesi İcra emrine uyulmaması halinde, rehinli taşınır varlık zorla alınarak alacaklıya teslim edilir. 
  2. Alacağını, Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebilir. Bu  durumda devralan kişiler alacaklının halefi olarak, alacaklının tüm haklarını kullanabilir.
  3. Zilyedliğin devrine konu olmayan (marka, ticari unvan, lisans vb.) varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilir veya üçüncü kişilere kullandırtabilir. Lisanslama ve kiralama geliri borca yetecek düzeye ulaştıktan sonra kiralama ve lisanslama hakkı sona erer.
  4. Alacağın bu yollarla tahsil edilememesi halinde takip genel hükümlere göre yapılır.

 

Ticari İşlemlerde Taşınır Varlıkların Değer Tespiti Hakkında Yönetmeliği

Taşınır Varlığın Değerinin Taraflarca Belirlenmesi: Rehin sözleşmesinin tarafları, rehnin kurulması öncesinde rehne konu taşınırların değerini herhangi bir değerleme hizmeti almaksızın serbestçe kararlaştırabilirler. Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması halinde, değer tespiti için yetkili mahkemeden talepte bulunulur.

Değer Tespiti Talebinde Bulunabilecek Kişiler: Rehnin kurulmasından önce rehin veren, lehine rehin verilen veya rehin alacaklısı taşınırın değerinin tespit edilmesi için rehin verenin yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinden talepte bulunabilir. Rehinli taşınır varlığın işlenmesi, başka bir varlık ile birleşmesi veya karışması durumunda, veya borçlunun temerrüdü sonrasında ise, yalnızca rehin alacaklısı değer tespiti talebinde bulunabilir.

Değer Tespitine Yetkili Eksperler: Değerleme hizmeti verecek eksper, üç gün içinde yetkili mahkeme tarafından Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca yetkilendirilen kişi ve kuruluşlar arasından görevlendirilir. Değerleme hizmet ücretleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenip ücret tarifesinde ilan edilecektir. Değerleme hizmeti verecek eksperler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın denetimine tabidir.

İtiraz: Taraflar değer tespit raporunun tebliğinden itibaren üç iş günü içinde değer tespitine itiraz edebilirler. Yetkili mahkeme itiraz üzerine üç gün içinde başka bir eksperi görevlendirir. Bu itiraz üzerine yeniden alınan değer tespit raporu kesin olup, rapor tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden değer tespiti yapılması talep edilemez. Aynı taraflarca itiraz edilmeksizin bir yıl içinde yapılan ve aynı taşınır varlıklara ilişkin ikinci değer tespiti talebi itiraz hükmündedir.

 

Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği

TARES: Yönetmelik’te, kısaca TARES olarak adlandırılan bir elektronik sistem olan Taşınır Rehni Sicil Sistemi’nin kuruluş ve işleyişini düzenlenmiştir. Henüz Rehinli Taşınır Sicili teşkilatı oluşturulmadığından, sicil görevleri ve TARES’in işletimi noterlerce yerine getirilmektedir.

Sicil İşlemleri: Rehin sözleşmesinin tescili, rehin sözleşmesinde değişiklik yapılması halinde bu değişikliklerin kaydı, alacağın son bulması veya mahkemece rehnin terkinine karar verilmesi halinde sözleşmenin terkini, rehinli taşınırın mülkiyetinin devrinin tescili ve sicil verilerinin rehne konu varlığın cinsine göre varsa ilgili diğer sicillerle paylaşımı gibi işlemler sicil tarafından yerine getirilecektir.

Bilgi Sorgulama/Belge ve Örnek Talebi: Yönetmelik uyarınca, ilgisini ispat eden herkes, sicil biriminde veya TARES üzerinde sorgulama işlemi yapabilir ve ayrıca rehin verenin rehinli işlemleri, ilgili taşınır üzerindeki rehin hakları ve bu rehinlere ilişkin diğer hususlarda sicilden onaylı belge talep edebilir.

 ***

 

[i] Herhangi bir üçüncü kişi de rehin verebilecek bu kişiler lehine kendi taşınırlarını rehin gösterebilir.

[ii]  Rehne konu edilebilecek taşınır varlıklar:

  1. Alacaklar
  2. Çok yıllık ürün veren ağaçlar
  3. Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar
  4. Hammadde
  5. Her türlü kazanç ve iratlar
  6. Başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar
  7. Kira gelirleri
  8. Makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik haberleşme cihazları dahil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı
  9. Sarf malzemesi
  10. Stoklar
  11. Tarımsal ürün
  12. Ticari değeri olan her türlü hayvan
  13. Ticaret unvanı ve/veya işletme adı
  14. Ticari işletme veya esnaf işletmesi
  15. Ticari plaka ve ticari hat
  16. Ticari proje
  17. Vagon
  18. Yukarıda sayılanlardan üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı mülkiyet hakları

[iii] Yönetmelik’in 38. maddesine göre, rehin alacaklısı değerleme raporunda belirtilen tutardan fazla bir alacağa sahip ise, raporda belirtilen tutarın onda dokuzunu alacağına mahsup ederek varlığın mülkiyetinin devrini talep edebilir. Fark tutarı için rehin açığı belgesi düzenlenir. Rehin alacaklısı değerleme raporunda belirtilen tutardan daha az bir alacağa sahip ise, fazla olan tutarı icra müdürlüğüne yatırarak mülkiyeti devralabilir.