A-

A+

Şirket Kuruluşları ve İmza Beyannamelerinin çıkarılmasıyla ilgili önemli değişiklikler

10 MART 2018 TARİHLİ RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN 7099 SAYILI YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN İLE 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

*Şirket kuruluşlarında kurucuların şirket sözleşmesine atacakları imzalar ve kuruluş ve imza yetkilisi atamalarında düzenlenecek imza beyannameleri noter huzurunda değil ticaret sicili müdürlüklerinde yetkilendirilmiş personel huzurunda onaylanacaktır.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 40. maddesinde yapılan değişiklik ile, şirket kuruluşlarında tacirin veya tacir tüzel kişi ise onun adına imzaya yetkili kimselerin imzalarını noter onayından geçirerek sicil müdürlüğüne sunma şartı kaldırıldı. Bu madde hükmü imzaların doğrudan sicil müdürlüğüne verileceği şeklinde tadil edildi. Buna göre imza beyanı da artık noterler huzurunda değil herhangi bir ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle verilecek.

TTK’da yapılan bu değişikliğe paralel olarak ilgili maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılan ve 13 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile tadil edilen “Şirket Kuruluş Sözleşmesinin Ticaret Sicili Müdürlüklerinde İmzalanması Hakkında Tebliğ” ile belirlendi.

Buna göre ticaret sicili uygulamaları açısından yeni getirilen sistemin özetle aşağıdaki gibi olacağı anlaşılıyor:

  • Mersis’te hazırlanan kuruluş şirket sözleşmesi noter huzurunda değil şirketin kurulacağı yer sicil müdürlüğü nezdinde bizzat kurucular veya temsilcileri tarafından imzalanacak. (Kurucu adına imza atacak kişinin vekil olması halinde vekâletname düzenlemeye yetkili makam veya noterlerce onanmış vekâletnamenin aslı ibraz edilecek). Limited şirketler açısından bu uygulama zorunlu hale getirilmiş olup, şirket sözleşmeleri artık noterlikler nezdinde tasdik edilemeyecektir. Anonim şirketler açısından ise eski uygulamaya devam edilerek, şirket esas sözleşmesi isteğe bağlı olarak noterlikler veya sicil müdürlüğü nezdinde imzalanabilecek.
    Şirket sözleşmesinde değişiklik yapılması amacıyla verilecek düzeltme beyannameleri de aynı prosedüre tabi olacak.
  • Şirket kuruluş ve ticari işletme açılışı işlemlerinde sicil müdürlüklerine ibrazı zorunlu olan imza beyannameleri, noterler huzurunda değil herhangi bir ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda düzenlenecek.
  • Sicil müdürlüğüne imza beyannamesi verilebilmesi için, MERSİS üzerinden şirketin kuruluş veya ticari işletme açılış başvurusunun onaya gönderilerek talep numarası alınması gerekiyor. Dolayısıyla MERSIS üzerinden kuruluş şirket sözleşmesi ilgili ticaret sicili müdürlüğünün ön onayına gönderilmeden imza beyannamesi düzenlenemeyecek.
  • Kuruluş işlemleri kapsamında aşağıdaki durumlarda ayrıca imza beyannamesi verilmesine gerek bulunmadığı anlaşılıyor:

a) Kurucunun, şirket sözleşmesini asaleten imzalaması ve aynı zamanda şirketi temsile yetkili olması durumunda ayrıca imza beyannamesi verilmez.

b) Şirket sözleşmesinin vekâleten imzalanması ve kurucunun aynı zamanda şirketi temsile yetkili olması durumunda, kurucunun ıslak imzasını ihtiva eden vekâletnamenin ticaret sicili müdürlüğüne ibraz edilmesi koşuluyla ayrıca imza beyannamesi verilmez. Vekâletnamenin yabancı bir ülkede düzenlenmesi halinde, Türk konsolosluğundan veya Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre tasdik ettirilmesi ve noter onaylı Türkçe çevirisi ile birlikte sicil müdürlüğüne verilmesi durumunda aynı hüküm uygulanır.

Söz konusu düzenlemeler ile imza beyannamelerinin noter huzurunda düzenlenmesine ilişkin ibareler ilgili mevzuattan kaldırıldığından, (yukarıda belirtilen imza beyannamesi verilmesine gerek bulunmayan özel haller kapsamında bulunanlar hariç) yetkilendirilen imza yetkililerinin hem kuruluş işlemleri hem de kuruluş işlemleri sonrasında yapılacak atamalarında imza beyannamelerini vermek üzere şahsen sicil müdürlüğünde hazır bulunmaları gerektiği anlaşılmaktadır. İlgili düzenlemeler tescil işlemleri öncesinde imza beyannamelerinin düzenlenmesine ilişkin olup, imza yetkilerinin tescili sonrasında ise imza sirkülerleri noterler tarafından düzenlenmeye devam edilecektir.

İlgili kanunun gerekçesine bakıldığında, genel gerekçenin iş ve yatırım ortamının öncelikli sorunlarına odaklanılarak, yatırımcılarının karşılaştığı sorunların hızla çözülmesi, yatırım ortamına ilişkin bürokratik süreçlerin rasyonel hale getirilerek zaman ve maliyet anlamında iyileştirme sağlanması, uluslararası kuruluşların hazırladıkları yatırım ortamına ilişkin raporlarda ülke sıralamamızın iyileştirilmesi, böylece ulusal ve uluslararası yatırımların artırılması amacıyla yürütülmekte olan çalışmalar çerçevesinde ilgili kanunlarda değişikliklerin yapılmasının öngörüldüğü anlaşılıyor. Şirket kuruluşu işlemlerindeki maliyet ve sürenin azaltılmasının da bu kapsamda sayıldığı görülüyor. Ne var ki;

  • Yabancı sermayeli şirketlerin kurucu ortak olmayan ve yurt dışında ikamet eden imza yetkilileri açısından durumun netleşmesi gerekecek.
  • Halihazırdaki uygulama imza beyannamelerinin yurt dışında Türk konsolosluğundan veya Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre tasdik ettirilmesi ve noter onaylı Türkçe çevirisi ile birlikte sicil müdürlüğüne verilebilmesiydi.
  • Yeni düzenleme neticesinde bu şekilde düzenlenen imza beyannamelerinin kabul edilmeyerek ilgili kişilerin sicil müdürlüğüne şahsen gelmek zorunda bırakılması yönünde bir uygulamaya başlanması yatırım ortamında ciddi sorunlara sebep olabilir ve kanunun gerekçesinde hedeflenenin aksine maliyet ve sürenin uzamasına sebep olabilir.

Ticaret sicili müdürlüklerinin söz konusu düzenlemeleri ne şekilde uygulayacağı henüz bilinmemekte olup, yabancı yatırımcıların temsilcileri açısından esnek bir uygulamanın gelişmesi kanunun amacına daha uygun olacaktır diye düşünüyoruz.  

*Anonim ve limited şirket kuruluşlarında defter tasdikleri de bundan böyle noterler tarafından değil sicil müdürlüklerinde yapılacak.

TTK’nın 64. maddesinde yapılan değişiklik ile anonim ve limited şirketler tarafından fiziki ortamda tutulacak defterlerin kuruluşta açılış onaylarının bundan böyle ticaret sicili müdürlükleri tarafından yapılacağı düzenlendi. Kuruluş işlemleri dışındaki defter tasdik işlemleri ise noterler tarafından yapılmaya devam edilecek.

Söz konusu düzenlemenin kurucular açısından hem maliyet hem zaman tasarrufu sağlayacağın düşünüyoruz ve olumlu bir değişiklik olarak değerlendiriyoruz. Ancak söz konusu işlemlerin hızlı, eksiksiz ve doğru bir biçimde temini için ticaret sicili müdürlükleri nezdinde gerekli tedbirlerin alınması ve yeterli istihdamın sağlanması gerektiği de göz ardı edilmemeli.

*Anonim şirketlerde organ temsilcisi, bağımsız temsilci ve kurumsal temsilci düzenlemesi yürürlükten kaldırıldı.

TTK’nın anonim şirketlerin kitlesel temsilini düzenleyen organın temsilcisi, bağımsız temsilci ve kurumsal temsilciye ilişkin 428, 429 ve 430. madde hükümleri yürürlükten kaldırıldı. 6762 sayılı Mülga Türk Ticaret Kanunu’nda yer almayan ve yeni TTK’nın 428. maddesi ile getirilen kurumsal temsilcilik kurumunun uygulamada önemli sıkıntılar yaratmakta olduğu bilinmekteydi. Bu nedenle ilgili hükümlerin yürürlükten kaldırılmasının olumlu olduğunu düşünüyoruz.

*Limited şirket kuruluşlarında sermayenin 1/4’ünün ödenme şartı kaldırıldı ve kuruluşlarda blokaj uygulamasına son verildi.

TTK’nın 585. maddesinde yapılan değişiklik ile limited şirket kuruluşlarında nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az ¼’ünün tescilden önce ödenmesi şartının artık uygulanmayacağı düzenleniyor. Dolayısıyla limited şirket kuruluşlarında bundan böyle banka blokaj mektubunun ticaret sicil müdürlüğüne sunulması şartı kaldırılmış oldu ve anonim şirket kuruluşlarından farklı bir uygulama yoluna gidildi. 

*Kuruluş işlemleri kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru prosedürü kaldırıldı.

7099 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kuruluş işlemlerine ilişkin olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde de değişiklik yapılarak, şirket kuruluşunun ticaret sicili müdürlüklerine bildirilmesi halinde yapılan bu bildirimin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılmış sayılacağı ve ilgililerce ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenmeyeceği şeklinde yeni bir düzenleme yapıldı.

Dolayısıyla, şirket kuruluş işlemlerindeki sürecin kısaltılması amacıyla, şirket kuruluş aşamasında sigortalı çalıştırılması durumunda oluşturulacak şirket kaydının Sosyal Güvenlik Kurumuna gidilmeksizin elektronik olarak oluşturulması öngörülüyor. Madde hükmü ile, şirket kuruluş aşamasında ticaret sicili müdürlükleri tarafından şirket kuruluş dilekçesi bildirim formunun Sosyal Güvenlik Kurumu’na gönderilmesi ve böylece işyerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru yapılmadan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tescil edilmesinin sağlanması amaçlanmakta olup, söz konusu düzenlemenin de olumlu bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz.

*****